SON DAKİKA

İçişleri Bakanı Soylu'dan Kılıçdaroğlu Saldırısı Hakkında Açıklama

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na yönelik Çubuk'taki saldırı konusunda ''Neresinden bakarsanız bakın müessif bir hadisedir. Alışkanlıklarımızla, kültürümüzle, yaşantımızla örtüşmeyen bir hadisedir.'' dedi.

22 Nisan 2019 17:25
İçişleri Bakanı Soylu'dan Kılıçdaroğlu Saldırısı Hakkında Açıklama

Soylu, İçişleri Bakanlığında yaptığı basın toplantısında  Kılıçdaroğlu'nun Çubuk'ta katıldığı şehit cenazesinde uğradığı saldırıya ilişkin  açıklamada bulundu.

Çukurca sınırındaki Seriberi Üs Bölgesi'ne, Irak'ın kuzeyinden PKK'lı  teröristlerce açılan ateş sonucunda şehit olan 4 askere Allah'tan rahmet dileyen  Soylu, "Orada yaralanan evlatlarımıza acil şifalar diliyor, aziz milletimize,  yakınlarına, ailelerine, sevenlerine başsağlığı ve sabırlar diliyorum. Allah  bizleri böyle acılarla tekrar imtihan eylemesin. Ve bu ülkeyi bölmek, parçalamak,  zayıflatmak isteyenlere de fırsat vermesin." dedi.


Soylu, Çubuk'ta, şehit sözleşmeli er Yener Kırıkcı için düzenlenen  cenaze töreninin yapıldığı Akkuzulu Mahallesi'nin jandarma bölgesi olduğunu  anımsatarak, güvenliği sağlamak üzere 1 jandarma komando bölüğü, 13 jandarma  asayiş timi, 9 jandarma trafik timinin yanı sıra 1 TOMA, 1 kobra araç, bomba  arama, KOM, TEM, jandarma özel koruma ve istihbarat unsurları ile il ve ilçe  emniyet müdürlüğü tarafından trafik ve 2 asayiş ekibi ile 2 özel harekat timinin  olay yerinde görevlendirildiğini belirtti.

"YOLUN AÇILMASI VE YOĞUNLUĞUN AZALMASI BEKLENİYOR"

Cenaze namazı kılınmadan önce alana Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı  Mansur Yavaş'ın geldiğini ve burada bulunan köylü kadınların kendisine karşı bir  protestosu olduğunu ifade eden Soylu, şöyle devam etti:

"Daha sonra alana CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu geliyor. Bu sefer  kendisine dönük yoğun sözlü protestolar olmuş, ardından cenaze namazına  geçilmiştir. Namaz kılındıktan sonra şehit yakınlarının bulunduğu alandan Kemal  Kılıçdaroğlu aracına doğru giderken kendisine önce sözlü, ardından da kamera  görüntülerinden de açıkça görülen bir saldırı söz konusu oluyor. Kendisinin  aracına güvenli şekilde ulaşması mümkün olmadığı anlaşılınca İl Jandarma  Komutanımız ile birlikte mahalledeki bir eve giriliyor. İlk etapta evin  çevresinde tedbir alınmak suretiyle kendisinin güvenliği sağlanıyor. Ardından,  merasimin yapıldığı alandaki yol tek yön olduğu ve cenazeye gelen araçlarla bu  yol tamamen kapandığı için oradaki yolun açılması ve yoğunluğun azalması  bekleniyor."

Soylu, törendeki hareketlenme başlar başlamaz, Akkuzulu Mahallesi'ne 1  jandarma komando bölüğü, 15 jandarma asayiş timi, 2 jandarma özel harekat timi, 1  TOMA, bir kobra aracı, Jandarma İstihbarat Komutanlığından 20 personel ve ayrıca  Ankara İl Emniyet Müdürlüğü tarafından 300 çevik kuvvet, 9 özel harekat timi, 3  polis asayiş ve 1 polis trafik ekibi, ejder zırhlı araç da dahil takviye  gerçekleştirildiğini söyledi.

Kılıçdaroğlu'nun götürüldüğü evin çevresindeki kalabalığın dağılması  için yetkililerin ortamı yatıştırıcı mahiyette konuşma yaptığını belirten Bakan  Soylu, "Milli Savunma Bakanımız, Milli Eğitim Bakanımız, Genelkurmay Başkanımız  ve Çubuk Belediye Başkanımız da devreye girerek, vatandaşlarımıza yine aynı  mahiyette teskin edici konuşmalar yapıyorlar. Genel durum sakinleşip, yol  açılınca CHP Genel Başkanı zırhlı bir araçla güvenli bir şekilde evden  çıkarılıyor. Hadisenin genel seyri de bu çerçevede gerçekleşiyor." dedi.


"BU 9 KİŞİNİN TAMAMI AKKUZULU KÖYÜNDENDİR"

Bakan Soylu şunları kaydetti:

"Dün yaşanan bu hadisedeki temel üzüntümüz şudur. Biz şehit  cenazelerini, milletçe huşu içinde gerçekleştirir ve acımızı da hep birlikte  yaşayarak, paylaşarak hafifletmeye çalışırız. İnancımızın gereği, geleneğimiz ve  alışkanlığımız da budur. Bunu teminen de cenaze namazını kıldıran müftülerimiz,  imamlarımız, özellikle slogan atılmaması hususunda, her zaman şehit cenazelerinin  katılımcılarına tembihatta bulunurlar. Elbette ki siyasetçiler zaman zaman gerek  şehit cenazelerinde gerekse başka ortamlarda birtakım sitemlerle, bireysel veya  bir grup tarafından tepkilerle karşılaşabilirler. Ancak burada, bu tepkinin  fiziki saldırıya dönüşmesi söz konusudur ve bizim bunu tasvip etmemiz, elbette ki  mümkün değildir. Neresinden bakarsanız bakın, müessif bir hadisedir,  alışkanlıklarımızla, kültürümüzle, yaşantımızla örtüşmeyen bir hadisedir."

Saldırı sonrası adli ve idari soruşturma başlatıldığını hatırlatan  Soylu, "Eldeki verilerle hadiseye karıştığı anlaşılan 4 kişi tespit edilerek  ifadeleri alınmak üzere ilçe jandarma karakoluna getirilmiş, bu 4 kişi ile  birlikte yine fiziki saldırıya karışan il dışına çıkmış şehit yakını da  getirilerek savcılığa teslim edilmiştir. Yani toplam beş kişi... Ardından biri  kadın olmak üzere 4 kişi daha yine ilçe jandarma komutanlığınca savcılığın talebi  üzerine getirilerek teslim edilmiştir. Bu 9 kişinin tamamı Akkuzulu köyündendir."  diye konuştu.

Akkuzulu Mahallesi'ne kısa bir süre önce plaka tanıma sistemi ve  güvenlik kamera sistemleri kurulduğunu anımsatan Bakan Soylu, "Yani cenazeye  kimin katıldığı, cenazeye kimin geldiği bellidir. Kameralarla bunların tespit  etmek mümkündür. Arkadaşlarımız da olaydan hemen sonra kamera görüntülerini ve  diğer tüm görüntüleri incelemek suretiyle ilk verileri elde etmiştir." dedi.

"OLAYA İLİŞKİN YANLIŞ BİLGİ VE DEĞERLENDİRMELER OLDUĞUNU GÖRDÜK"

Bakan Soylu, "İnternetin, iletişim imkanlarının ve sosyal medyanın da  etkisiyle, son yıllarda meydana gelen toplumsal olayların ilk saatlerinde ciddi  bir bilgi ve açıklama kirliliğiyle hemen hemen karşılaşıyoruz. Bu itibarla, bu  üzücü hadise meydana geldiği andan itibaren, güvenlik kuvvetlerimiz, tam ve doğru  bilgilere ulaşabilmek, olayı tüm yönleriyle aydınlatabilmek için yoğun bir  çalışma ortaya koydular. Maalesef bu olayda da, yaşananlara ilişkin bazı yanlış  bilgi ve değerlendirmelerin olduğunu gördük." diye konuştu.

Hem sosyal medyada hem de Cumhuriyet Halk Partisi yöneticileri  tarafından, "Hadisenin dışarıdan kaynaklanan bir provokasyon olduğu, başka  yerlerden otobüslerle insan taşındığı" iddialarının dile getirildiğini belirten  Soylu, şöyle devam etti:

"Biz de bu iddiaların gerçek olup olmadığını araştırmak için  müfettişlerimizi, ilgili emniyet ve jandarma birimlerimizi görevlendirdik.  Şimdiye kadar yapılan çalışmalarda olayın dışarıdan bir provokasyonla ilgisi  olduğuna dair herhangi bir bulguya, somut bir delile, kişiye veya kişilere  rastlamadığımızı ifade etmek isterim. Ayrıca fotoğraflarda Sayın Kılıçdaroğlu'na  yumruk attığı görülen kişinin de şehidimizin hısımı, yakını ve köylüsü olduğu  tespit edilmiştir. Bu olayın, dışarıdan kaynaklanan bir provokasyon olduğu  tarafımızdan tespit edilememiştir. Gözaltına aldıklarımız da olaya karıştıklarını  tespit ettiklerimizin bir çoğu da Akkuzulu Mahallesi'nin sakinleridir.

Şehit cenazelerine Anadolu'nun her yerinden insan gelir. İnsanımız  bunu bir dua olarak görür. Dünkü olayda Sayın Kılıçdaroğlu'nun çevresindekilerin  büyük çoğunluğunun Çubuk ilçesinde ve Akkuzulu Mahallesi'nde yaşadığı tespit  edilmiştir. Ancak tüm kamera ve fotoğraflar üzerinden tespit çalışmalarımız da  güvenlik birimlerimiz tarafından devam etmektedir. Doğal olarak Akkuzulu  Mahallesi'nin dışından da Çubuk'tan da komşu ilçelerden de cenazeye katılanlar  elbette ki olabilir. Yaptığımız tespitlerde bu olayın, orada bulunan Akkuzulu  Mahallesi'nin sakinleri, şehitlerin komşuları ve yakınlarının bulunduğu alanda  gerçekleştiği de esas itibariyle törenin  akışından anlaşılmaktadır."

"GERGİNLİK OLUŞTURACAK ADIMLARDAN KAÇINMAK GEREKİR"



Soylu, "Yaptığımız ilk değerlendirmelerde, ortada organize bir  provokasyon olmadığı, dışarıdan adam taşıma gibi bir organizasyon ve buna ait bir  delil veya bulgu da mevcut olmadığı görülmüştür. Elbette ki tepkinin bu hale  dönüşmesi ne kadar yanlışsa, bu karşı karşıya kalınan olay üzerinden siyasal bir  rant çıkarmak da o kadar tehlikeli ve yanlıştır." dedi.

Sorumluluk noktasındaki insanların, siyasetçilerin ve devlet  adamlarının, hassasiyeti olan olaylarla ilgili beyanlarında, sağlam ve gerçek  bilgilerle hareket etmesi gerektiğini vurgulayan Bakan Soylu, "Bu tip olaylarda  insanları, toplumu, devletin birimlerini zor durumda bırakacak, genelleştirecek,  toplumu, milletimizi yanlış bilgilendiren, gerginlik oluşturacak adımlardan  kaçınmak, herkesin temel prensibi olmalıdır. Çok güçlü bir siyasi rekabetin  olduğu, dönem dönem siyasi rekabetin gerginlikler oluşturduğu bir seçim  ortamından geçtiğimiz açıktır. Ve muhakkaktır ki her seçim, arkasında birtakım  tortular bırakır. Seçimin hemen akabinde bu tortuları, bu hassasiyeti hesaba  katmak, elbette ki herkesin sorumluluğudur. Bir durum daha paylaşmak isterim.  Böyle hassas bir dönemde, bir genel başkan bir cenazeye gelecekse, genel başkanın  güvenlik ekibinin, bunu güvenlik birimleriyle paylaşması esastır. En azından  genel başkanın güvenlik birimleri bunu paylaşmalıdır." ifadelerini kullandı.

Yetkililerin, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun cenaze törenine  geleceğine dair bilgisinin olmadığını dile getiren Soylu, "Bunun önemi şuradadır,  seçimin hemen akabinde oluşan bir cenaze olmasındandır. Takdir edersiniz ki  seçimdeki pozisyonları açık ve nettir. CHP'nin HDP ile olan teması ve HDP'nin  PKK'dan kendisini ayrıştırmayan politikaları, tamamen kamuoyunun önünde  gerçekleşmiştir. PKK'nın terörist saldırısıyla evladımızı şehit ettiği, acının ve  duygusallığın oluştuğu bir cenazede bu hesap edilmeli. Kılıçdaroğlu'nun bu  cenazeye gelişi haber verilmeliydi." ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu'nun ne kendisinin ne güvenlik birimlerinin ne de  partililerin cenaze törenine katılma konusuna dikkat ettiğini belirten Soylu,  şöyle devam etti:

"Kimsenin haberinin olmadığı bir katılıma yönelik olarak örgütlü bir  organizasyon iddiasında bulunmak da hakkaniyetli ve doğru bir yaklaşım değildir.  Ayrıca, bir olayı da gözden kaçırmamak gerekir. Özellikle de bir gün önce Sayın  İmamoğlu, Pervin Buldan ve Selahattin Demirtaş arasındaki güzellemeler, kamuoyu  tarafından da takip edilmiştir. Biz bütün bu tedbirleri alırken, tedbirlerin  yoğunluğunu değerlendirirken esasen seçim dönemindeki CHP-HDP yakınlaşmasını ve  bu psikolojik ortamı da göz önüne alırız. Herhangi bir toplumsal olayda, bir  cenaze merasiminde, bu kadar yoğun kalabalıklarda ve duygusal ortamlarda  olaylarla ilgili alınacak tedbirler elbette buna göre hesaplanır."

"CHP'NİN BU MESELEYE BAKIŞ AÇISI YAPICI DEĞİLDİR"

Yaklaşık 2,5 yıldır İçişleri Bakanlığı yaptığını ve sorumluluklarının  bilincinde olduğunu söyleyen Soylu, "Sayın Kılıçdaroğlu, Ankara'dan İstanbul'a  yürüdü, en küçük bir güvenlik ihmali meydana gelmedi. İçişleri Bakanlığım  döneminde birçok seçim kampanyası oldu. Sadece kendisine değil hiçbir siyasi  parti yöneticisinin güvenliğine de bir halel meydana getirmedik. Herkes güven  esası içinde seçim kampanyalarını ve siyasi çalışmalarını yürüttü. Buna  memleketimizin Doğu ve Güneydoğu bölgeleri başta olmak üzere her alanı dahildir.  Çünkü gerekli irtibatlar kuruldu, gerekli tedbirler alındı." diye konuştu.

Bakan Soylu, şunları kaydetti:

"Kimse kusura bakmasın, Kılıçdaroğlu'nun ve CHP'nin bu meseleye  bakışı, tam da bugün ihtiyaç duyduğumuz yapıcı ve birleştirici bir bakış  değildir. Olay sonrasındaki adımları da meseleye nasıl baktıklarını teyit  etmektedir. Genel başkan yardımcılarının davranışları, CHP Genel Merkezi'nin  önünde bir mitinge davet etmek, genel başkan yardımcılarının sürekli şahsımı  hedef göstermesi, meseleyi kendilerine dönük bir organize eylem gibi anlatıp  buradan bir siyasi rant çıkarmaya çalışmaları, sosyal medya üzerinden şahsıma,  aileme, çocuklarıma ve eşime dönük hakaretler ve küfürler yağdırmaları, alelacele  genel merkeze topladıkları insanlara şahsıma dakikalarca küfürler, galiz sözler  ve hakaretler ettirmeleri bu meseleyi değerlendirirken hangi anlayışta  olduklarını açıkça göstermektedir."

"NEDENİ, BİRLİKTE ORTAKLIK YAPTIĞI SİYASİ ORTAKLARINA SORMALIDIR"

Eski bir meclis başkanvekilinin dün akşam, CHP'li bir grup  başkanvekiline "geçmiş olsun" dileğini iletmek üzere telefonu ettiğini aktaran  Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu meclis başkanımıza yönelik o edepten yoksun mevcut grup  başkanvekili ortaya koyuyor ve bizi yok edeceğini bir şekilde tehditlerle beraber  değerlendiriyor. Genel başkan yardımcılarıyla bu meseleyi bize yıkıp buradan  siyasi rant elde etmeye çalıştıkları açıktır. Sayın Kılıçdaroğlu meseleyi  İçişleri Bakanına yıkacağına, bu olayın nedenini, birlikte ortaklık yaptığı  siyasi ortaklarına sormalıdır. Hatta şu saatlerde gerçekleşen 'geçmiş olsun'  ziyaretlerinde de sorabilir. Bu siyasi ortaklıklar da milletin gözü önünde  gerçekleşmiştir.

Bir taraftan PKK'nın siyasi koluyla, HDP ile ortaklık yapıp daha sonra  çıkan olayları İçişleri Bakanına yıkmak tam anlamıyla, seçim zamanında aldığı  tutumda hafıza kaybıdır. Sizin hafızanız unutabilir ama milletin hafızası  unutmamaktadır ve bu da bir güvenlik riski oluşturmaktadır. Her seçimde, elbette  ki partilerin söylemleri olmuştur ve olacaktır. Ancak seçimler yapılmıştır ve  seçimler bitmiştir. Bizim seçimlerde de şimdi de söylediğimiz çok açıktır ve  nettir. Herkes PKK terörü karşısında tavrını almak, safını belli etmek  zorundadır."

"TÜRKİYE'NİN TERÖRLE MÜCADELESİ DEVAM EDECEKTİR"

"Hayır ve evetli, yani 'havet'li yaklaşımlar, ikircikli tutumlar,  millet tarafından kayıt altına alınmaktadır ve milletimizin hafızası bu konuda  çok güçlüdür." diyen Soylu, seçimin bittiğinin, yeni bir dönemin başladığının,  Türkiye'nin terörle mücadelesinin de devam edeceğinin altını çizdi.

Soylu, "Buradan sarfınazar etmemiz mümkün değildir, geri adım atmamız  da mümkün değildir. Hiç kimse PKK terör örgütünün siyasi kolu HDP ile yaptığı  ortaklığı, mahalle baskısı oluşturarak meşrulaştırdığını ve normalleştirdiğini,  bu olay üzerinden saldırarak PKK terör örgütüne alan açtığını, toplumun bu  ilişkiyi unutmasını sağladığını düşünmemelidir." ifadelerini kullandı.

Oluşturulmaya çalışılan "iklim ve kurgu"nun çok net ve açık belli  olduğunu belirten Soylu, şöyle konuştu:

"Buradaki etkiyle seçim dönemindeki işbirliğinin tartışılması  engellenmek istenmektedir. Bugün HDP, PKK ile arasına herhangi bir duvar  örmemiştir, reddetmemiştir ve reddetmemektedir. Tam tersi seçim sonrasında da  seçim öncesindeki keskin söylemleri ve eylemlerine devam etmektedirler.  Bilinmelidir ki terörle mücadelemiz ve bu iklimle mücadelemiz aynı kararlılıkla  devam edecektir. Buradan sarfınazar etmemiz mümkün değildir. Bu psikolojik iklime  de, bu iklimi oluşturmak isteyenlere de teslim olmayız.

Burada bir noktaya daha temas etmek isterim. Herkes sağduyu ve itidal  tavsiye ediyor. Bunu biz de tavsiye ediyoruz. Ama bunu tavsiye etmek yetmez,  gereğini de yapmak gerekir. Maalesef kendisi dahil olmak üzere tüm  yöneticilerinin ve genel başkan yardımcılarının yaptığı açıklamalar yangına  körükle gitmek, kendilerinin dışında bir başka görüşe yer vermemek ve esas  gerçeği örtmeye çalışmaktır.

Ben Sayın Cumhurbaşkanımızın kabinesinde görevliyim ve sorumluluk  sahibi bir insanım. Benim için ülkemin ve milletimin menfaati her şeyden önce  gelir. Ülkemin, milletimin menfaatlerine bir halel gelmesinde her zaman  sorumluluk hissederim ve bunun gereğini yapmaktan da hiçbir zaman çekinmem ve  tereddüt etmem. Memleketime, ülkeme, milletime yapmış olduğum hizmetin bedelini  de ödemeye hazırım. Bunun tayin edicisi ne Kılıçdaroğlu'dur ne de avanesidir.  Bunun tayin edicisi bana bu görevi veren Sayın Cumhurbaşkanımız ve  Cumhurbaşkanımıza bu yetkiyi veren aziz milletimizdir."

Yaşanan olaydan büyük üzüntü duyduğunu ve geçmiş olsun dileklerini  tekrarlayan Soylu, gerekli tüm adli ve idari soruşturmanın sürdüğünü vurguladı.

Yorumlar

  • Yazılan haber yorumları hiçbir şekilde haberclick.com'un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.

Web Tasarım